I believed in God, but I am disappointed that my childhood.
Welcome

Kur'an'da Anılan Peygamberler


Kur'an'da adı geçen peygamberlerden 20 tanesi Tevrat-İncil kaynaklıdır.Liste şöyle;


  1. Adem ve iki oğlu Habil ve Kabil ile karısı Havva(Adem dışındakiler peygamber değil)
  2. Nuh 
  3.İbrahim                                      
  4.Lût                                          
  5.İsmail                                                                                      
  6.İshak  
  7.Yâkup                                           
  8.Yûsuf                                             
  9.Eyyup                                          
 10.Şuayb                                           
 11.Musa                                           
 12.Ha­run                                           
 13.Dâvud                                          
 14.Süleyman                                         
 15.Elyasa(Elisha)
 16.İlyas(Elijah)                                           
 17.Yûnus                                                                                
 18.Zekeriya                                               
 19.Yahya                                              
 20.İsa        


Bu liste  benim saptadıklarım Tevrat ve İncil'den Kur'an'a alınmış ve benim gözümden kaçan  başka peygamberler de olduğundan eminim,aklımda bir iki tanesi filan daha vardı ama şimdilik bunları bi işleyelim.Benim amacım bu peygamberlerin Tevrat-İncil ve Kur'an'da nasıl anıldıklarını ayet ayet göstermek.


Sadece bu peygamber hikayeleri bile Kur'an'ın Tevrat kopyası olduğunu kanıtlamaya yeter,bunu okuyunca sizler de göreceksiniz.Sırf bunlar bile Sureler dolusu hikaye ediyor.Durum böyleyken Kur'an Tanrı'dan inmiş olabilir mi?Ne yenilik getirmiş,Tevrat'ı,İncil'i ve diğer eski kaynakları kopyalamaktan başka ne yapmış?Neyse hikayelere geçelim...


Adem'den başlayalım;


Adem-Havva


Tevrat ve Kur'an'ın her ikisinde de Adem Allah'ın yarattığı ilk insandır.Yehova-Allah önce toprağa insan şekli verir yani Adem'in heykelini yapar sonra da o topraktan heykele kendi Ruh'undan üfürerek Adem'i canlı-kanlı insana dönüştürür.Tevrat ve Kur'an'dan ayetler;


Tevrat-Yaratılış=2:7:RAB Tanrı Adem'i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu. 


Kur'an'da Adem'in yaratılışı çeşitli surelere dağıtılmıştır.Allah Adem'i yaratacağını önce meleklere bildirir,meleklerle Allah arasında çeşitli diyaloglar geçer ki ben onlara hiç girmeyeceğim,birkaç ayet yeter;


Sad=71-72:Rabbin meleklere şöyle demişti: "Ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onu yapıp ruhumdan ona üflediğim zaman ona secdeye kapanın."


Bu ayet Tevrat'taki ayetin birebir kopyası.Aynı şekilde Adem toprağın şekillendirilip içine Ruh üflenmesiyle canlı hale getiriliyor yani yaratılıyor.Ben ayetleri olabildiğince kısa tutmaya çalışacağım siz okuyucuların yorulmaması açısından,Adem'in topraktan yaratılıp da canlandırılması hakkında bu ayetlerden başka birçok ayet bulabilirsiniz. 


Havva'nın Yaratılışı


Tevrat'a göre Havva Adem'in kaburga kemiğinden yaratılmıştır.Kur'an'da ise bundan bahsedilmez,Havva adı bile geçmez,''Adem'in karısı'' diye  bahsedilir sadece.Fakat İslam geleneğine göre(hadisler) Adem'in karısının adı Tevrat'taki gibi Havva'dır ve Havva yine Tevrat'taki gibi Adem'in kaburga kemiğinden yaratılmıştır;


Tevrat:Yaratılış:2:21-23=RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.Adem'den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem'e getirdi.
   Adem,
“İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik,
Etimden alınmış ettir” dedi,
“Ona ‘Kadın’ denilecek,
Çünkü o adamdan alındı.”


Adem ve Havva'nın Cennet'ten Kovulması


Tevrat'ta Tanrı Adem ve Havva'ya ''Aden bahçesi'ndeki her ağaçtan meyve yiyebilirsiniz fakat şu ağaca dokunmayın'' diyor.Aden bahçesine biz kısaca ''Cennet'' diyelim,açıklaması uzun,kısa keselim.Kur'an'daki hikaye de bu şekilde.


Tevrat'ta kurnaz bir yılan Havva'yı kandırıp yasak ağaçtan meyve yemesini sağlıyor ve Havva sayesinde Adem'de meyveden yiyor.Yani Havva yılanla işbirliği yapmış gibi oluyor ama yapmıyor,saflığına geliyor,şimdi günahını almayalım.Kur'an'da ise İblis sadece Havva'yı değil Havva ile Adem'e de aynı anda vesvese veriyor ve ikisi ortak olarak yasak ağaçtan meyve yiyorlar.


Bunun üzerine her iki kitaba göre de çıplaklıklarının farkına varıyolar,sonrada Cennetten dünyaya kovuluyorlar.


Tevrat:Yaratılış:3:1-24:RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, “Tanrı gerçekten, ‘Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?” diye sordu.


Kadın, “Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz” diye yanıtladı,“Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.”


Yılan, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi,“Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”


Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.


Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. 9 RAB Tanrı Adem'e, “Neredesin?” diye seslendi.


Adem, “Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” dedi.


RAB Tanrı, “Çıplak olduğunu sana kim söyledi?” diye sordu, “Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?”


Adem, “Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim” diye yanıtladı.
RAB Tanrı kadına, “Nedir bu yaptığın?” diye sordu.


Kadın, “Yılan beni aldattı, o yüzden yedim” diye karşılık verdi.
   
   Bunun üzerine RAB Tanrı yılana,
“Bu yaptığından ötürü
Bütün evcil ve yabanıl hayvanların
En lanetlisi sen olacaksın” dedi,
“Karnının üzerinde sürünecek,
Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.
  Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu
Birbirinize düşman edeceğim.
Onun soyu senin başını ezecek,
Sen onun topuğuna saldıracaksın.”
  
 RAB Tanrı kadına,
“Çocuk doğururken sana
Çok acı çektireceğim” dedi,
“Ağrı çekerek doğum yapacaksın.
Kocana istek duyacaksın,
Seni o yönetecek.”
    
RAB Tanrı Adem'e,
“Karının sözünü dinlediğin ve sana,
Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için
Toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi,
“Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.
    Toprak sana diken ve çalı verecek,
Yaban otu yiyeceksin.
      Toprağa dönünceye dek
Ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın.
Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın
Ve yine toprağa döneceksin.”
Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi.


RAB Tanrı Adem'le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.Sonra, “Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu” dedi, “Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.”Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem'i Aden bahçesinden çıkardı.Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.


Şimdi de Kur'an'a bakalım;


Kur'an:Araf:19-25= (Sonra Allah, Âdem'e hitab etti): "Ey Âdem! Sen ve eşin cennette durun, dilediğiniz yerden yeyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz." 


 Derken onların, kendilerinden gizli kalan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: "Rabbiniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf ikiniz de birer melek ya da ebedî kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi. 


Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin etti. 


Böylece onları aldatarak aşağı sarkıttı (önceki mevkilerinden indirdi). Ağacı(n meyvesini) tadınca, çirkin yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerini örtmeğe başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi ve şeytan size apaçık düşmandır, demedim mi?" 


Dediler ki: "Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!" 


(Allah) buyurdu: "Birbirinize düşman olarak inin, sizin yeryüzünde bir süreye kadar kalıp geçinmeniz gerekmektedir." 


'"Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve yine oradan (dirilip) çıkarılacaksınız!" dedi. 


Kur'an:Taha:116-123=Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de, İblis’ten başka melekler hemen saygı ile eğilmişler; İblis bundan kaçınmıştı.Biz de şöyle dedik: “Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis), sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra mutsuz olursun.”“Şüphesiz senin için orada aç kalmak, çıplak kalmak yoktur.”“Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın.


”Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?”


Bunun üzerine onlar (Âdem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı.


Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini kabul etti ve ona doğru yolu gösterdi.Allah, şöyle dedi: “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Eğer tarafımdan size bir yol gösterici (kitap) gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne (dünyada) sapar ne de (ahirette) sıkıntı çeker.”


Görüldüğü gibi hikaye tamamen aynı,aynen Tevrat'tan alınmış,Sadece kurnaz yılan Kur'an'a İblis olarak geçirilmiş.


Kayin ve Habil(Kabil ve Habil)


İki kitaba göre de Tanrı Ademin oğullarından birinin sunusunu kabul eder(Habil),diğerininkini kabul etmez(Kabil).Bunun üzerine sunusu kabul edilmeyen Kabil kıskançlığa ve öfkeye kapılıp sunusu kabul edilen Habil'i öldürür.Kabil'in sunusunun kabul edilmemesinin nedeni ise sunusunda samimi olmamasıdır,Habil en iyi koyunlarını kurban ederken,Kabil çürük meyveleri sunmuştur; 


Tevrat:Yaratılış:4:1-8=Adem karısı Havva ile yattı. Havva hamile kaldı ve Kayin'i doğurdu. “RAB'bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim” dedi.Daha sonra Kayin'in kardeşi Habil'i doğurdu. Habil çoban oldu, Kayin ise çiftçi.Günler geçti. Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden RAB'be sunu getirdi.Habil de sürüsünde ilk doğan hayvanlardan bazılarını, özellikle de yağlarını getirdi. RAB Habil'i ve sunusunu kabul etti.Kayin'le sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı.


RAB Kayin'e, “Niçin öfkelendin?” diye sordu, “Niçin surat astın?Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim? Ancak doğru olanı yapmazsan, günah kapıda pusuya yatmış, seni bekliyor. Ona egemen olmalısın.”


Kayin kardeşi Habil'e, “Haydi, tarlaya gidelim” dedi. Tarlada birlikteyken kardeşine saldırıp onu öldürdü.


Kur'an'da bu kadar detay yok ama aynı hikaye;


Kur'an:Maide:27-31= (Ey Muhammed!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “Andolsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki, “Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti.“Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”


“Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın. İşte bu zalimlerin cezasıdır.”


Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de (nefsine uyarak) onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu.


Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten âciz miyim ben?” dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.


Kur'an'da isimler gibi detaylar bulunmasa da hikaye tıpatıp aynı,Kur'an'a olduğu gibi Tevrat'tan alınmıştır.


Nuh ve Tufanı


Bildiğiniz gibi Nuh Tufanı çok ünlüdür.230'dan fazla toplumda bu hikayeye rastlanmaktadır,bu hikayenin bugün bilinen en eski kökeni ise Sümer'dir.Kur'an ve Tevrat'ta da geçmektedir,Kur'an'a büyük ihtimalle Tevrat'tan kopyalanmış.Tevrat'da geminin nasıl yapılacağı gibi birçok ayrıntı bulunmakta fakat uzatmaya gerek yok sadece Kur'an'la ortak yönlerini göstermek yeterli olacaktır;


Kur'an'a göre Tanrı tufanı Nuh kavmi putlara tapmaktan vazgeçmiyor diye gönderir,Tevrat'a göre ise insanlar çok fazla kargaşa çıkardıkları,çok fazla kötülük yaptıkları için Tanrı insanı yarattığına pişman oluyor ve tüm insanları yoketmek için Tufan gönderiyor.


Tevrat:Yaratılış:6:5-12=RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. “Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım” dedi, “Çünkü onları yarattığıma pişman oldum.”Ama Nuh RAB'bin gözünde lütuf buldu.


Nuh'un öyküsü şöyledir: Nuh doğru bir insandı. Çağdaşları arasında kusursuz biriydi. Tanrı yolunda yürüdü.Üç oğlu vardı: Sam, Ham, Yafet.Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu.Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı.


Fakat Tanrı sonradan fikir değiştirip Nuh'u ve Nuha'a uyanları ve her hayvandan iki çifti kurtarmaya karar veriyor,anlaşılan aklında temiz bir nesil yaratmak var;


Tevrat:Yaratılış:6:13-21=Tanrı Nuh'a, “İnsanlığa son vereceğim” dedi, “Çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim.Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap.Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak.Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap.Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek.Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin.Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola.” 


Dediğim gibi Kur'an'a göre ise Nuh kavmi yola gelmediği,putlara tapmaya devam ettiği için gönderiyor Allah tufanı;


Kur'an:Hud:25-27=Andolsun biz, Nuh’u da toplumuna resul olarak göndermiştik. “Ben sizin için açık bir uyarıcıyım.


Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. Korkunç bir günün azabına uğramanızdan korkuyorum.” demişti de;


Toplumunun küfre sapanlarından bir grup kodaman şöyle konuşmuştu: “Bize göre sen, bizim gibi bir insandan başkası değilsin. Bakıyoruz sana, ayak takımımızın basit görüşlü insanlarından başkası ardına düşmüyor. Sizin bize hiçbir üstünlüğünüzün olduğuna da inanmıyoruz. Aksine, sizi yalancılar sayıyoruz.”


İki kitaba göre de Nuh gemiyi Tanrı'nın tarifine göre yapıyor;


Hud:37=Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulüm yapanlar hakkında da bana bir şey söyleme. Çünkü onlar kesinlikle suda boğulacaklardır.


Yukarıda verdiğim Tevrat ayetlerinde zaten geminin nasıl yapılacağını Tanrı tarif ediyor,o yüzden tekrar asmaya gerek yok.


Ve Tufan başlar;


Tevrat-Yaratılış=6:17-22:Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim.Yeryüzündeki her canlı ölecek.Ama seninle bir antlaşma yapacağım.Oğulların,karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin.Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek,bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola.Nuh Tanrı'nın bütün buyruklarını yerine getirdi.”


Yaratılış=8:1-5:Sonra Tanrı Nuh'u ve gemideki evcil ve yabanıl hayvanları anımsadı.Yeryüzünde bir rüzgar estirdi, sular alçalmaya başladı.Enginlerin kaynakları, göklerin kapakları kapandı. Yağmur dindi.Sular yeryüzünden çekilmeye başladı.Yüz elli gün geçtikten sonra sular azaldı.Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ararat dağlarına oturdu.Sular onuncu aya kadar sürekli azaldı. Onuncu ayın birinde dağların doruğu göründü.


Hikaye Kur'an'da Tevrat'takinin özeti gibi geçer,bu kadar detay yok;


Müminun=27:Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: "Nezaretimiz altında, sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap; buyruğumuz gelip tandırdan sular kaynayınca her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu alıp gemiye bindir. Haksızlık yapanlar için Bana baş vurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır."


Hud=40,44:Nihayet emrimiz geldiği ve tennur (tandır veya geminin kazanı) tutuşup parladığı zaman dedik ki; "Erkeği ve dişisi olan her canlıdan ikişer tane, aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında, aileni ve iman etmiş olanları geminin içine yükle". Zaten beraberinde iman edenler çok az idi.


Yere, "Suyunu çek!", göğe, "Ey gök sen de tut!" denildi. Su çekildi, iş de bitti; gemi Cudi’ye oturdu. "Haksızlık yapan millet Allah’ın rahmetinden uzak olsun" denildi.


İkisinde de gemi dağa oturuyor,Tevrat'a göre Ararat(Ağrı) Dağı'na,Kur'an'a göre Cudi Dağı'na.


Gördüğünüz gibi hikayeler yine noktasına,virgülüne kadar aynı,sadece Tevrat'ta daha detaylı anlatılmış.Bir de Kur'an'a göre Nuh'un oğlu ve karısı Nuh'a inanmayıp suda boğulanlardandır ama Tevrat'a göre karısı,oğulları vb. hepsi iman eder ve gemiye binerler.


İbrahim 


İbrahim'e Oğul Müjdelenmesi


Her iki kitaba göre de İbrahim çok yaşlanmıştır,karısı Sara da öyle,çocukları olmaz,üstelik Sara kısırdır.Oğlu İsmail cariyesi Hacer'dendir.Kur'an'da isimler verilmez,bu kadar detaylı değildir masal.


Sonuç olarak mucizevi bir şekilde çocukları İshak doğar;


Tevrat:Yaratılış:17:17-27=İbrahim yüzüstü yere kapandı ve güldü. İçinden, “Yüz yaşında bir adam çocuk sahibi olabilir mi?” dedi, “Doksan yaşındaki Sara doğurabilir mi?”Sonra Tanrı'ya, “Keşke İsmail'i mirasçım kabul etseydin!” dedi.


Tanrı, “Hayır. Ama karın Sara sana bir oğul doğuracak, adını İshak koyacaksın” dedi, “Onunla ve soyuyla antlaşmamı sonsuza dek sürdüreceğim.İsmail'e gelince, seni işittim. Onu kutsayacak, verimli kılacak, soyunu alabildiğine çoğaltacağım. On iki beyin babası olacak. Soyunu büyük bir ulus yapacağım. Ancak antlaşmamı gelecek yıl bu zaman Sara'nın doğuracağı oğlun İshak'la sürdüreceğim.”Tanrı İbrahim'le konuşmasını bitirince ondan ayrılıp yukarıya çekildi.


İbrahim evindeki bütün erkekleri –oğlu İsmail'i, evinde doğanların, satın aldığı uşakların hepsini– Tanrı'nın kendisine buyurduğu gibi o gün sünnet ettirdi.İbrahim sünnet olduğunda doksan dokuz yaşındaydı.Oğlu İsmail on üç yaşında sünnet oldu.İbrahim, oğlu İsmail'le aynı gün sünnet edildi.


İbrahim'in evindeki bütün erkekler –evinde doğanlar ve yabancılardan satın alınanlar– onunla birlikte sünnet oldu.


Şimdi Kur'an'a bakalım;


Kur'an:Hud:69-73=Andolsun, elçilerimiz (melekler), İbrahim’e müjde getirip “Selâm sana!” dediler. O, “Size de selâm” dedi ve kızartılmış bir buzağı getirmekte gecikmedi.Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içinde bir korku duydu. Dediler ki: “Korkma, çünkü biz Lût kavmine gönderildik.”


Ve ayakta duran hanımı, bunun üzerine gülümsedi. O zaman onu, İshak ile ve İshak'ın arkasından Yâkub ile müjdeledik.Karısı, “Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!” dedi.Melekler, “Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketi size olsun ey (peygamber ocağının) ev halkı! Şüphesiz O, övülmeye lâyıktır, şanı yücedir.” dediler.


Kur'an:İbrahim:39=“Hamd, iyice yaşlanmış iken bana İsmail’i ve İshak’ı veren Allah’a mahsustur. Şüphesiz Rabbim duayı işitendir.”


Gördüğünüz gibi her iki kitaba göre de İbrahim ve karısı çok yaşlanmıştır fakat İshak isminde çocukla müjdelenirler.Yani çocuğun ismine kadar herşey aynıdır,olduğu gibi Tevrat'tan kopyalanmıştır Kur'an'a.Çocuklarının isimleri de Tevrat'tan alınmıştır,İsmail ve İshak.


Tevrat'a göre İbrahim'in Yakup isminde bir çocuğu yoktur,anlaşılan Kur'an'ın yazarları Tevrat'ta İshak'ın oğlu diye geçen Yakup'u yanlış anlayıp Kur'an'a İbrahim'in oğlu diye  geçirmişler.Tevrat'a ve İslam geleneğine göre ise İsmail İbrahim'in karısı Sara'nın değil,cariyesi Hacer'in oğludur.Hatta İslam inancına göre Sara Hacer'i kıskanıp Hacer ile oğlu İsmail'i Mekke'ye sürgün ettirir,İbrahim eliyle.Hatta Zemzem'in de onlar için çıktığı inancı yaygındır.


İbrahim'e Gelen Üç Konuk


Bunun için ayrı başlık açmayı uygun gördüm çünkü ayrı bir başlıkta sergilemek karışıklık olmasını da önleyecektir.Tevrat aynen şunları söylüyor;


Tevrat:Yaratılış:18:1-15=İbrahim günün sıcak saatlerinde Mamre meşeliğindeki çadırının önünde otururken, RAB kendisine göründü.İbrahim karşısında üç adamın durduğunu gördü. Onları görür görmez karşılamaya koştu. Yere kapanarak,''Ey efendim, eğer gözünde lütuf bulduysam, lütfen kulunun yanından ayrılma” dedi,“Biraz su getirteyim, ayaklarınızı yıkayın. Şu ağacın altında dinlenin.


Madem kulunuza konuk geldiniz, bırakın size yiyecek bir şeyler getireyim. Biraz dinlendikten sonra yolunuza devam edersiniz.”


Adamlar, “Peki, dediğin gibi olsun” dediler.


İbrahim hemen çadıra, Sara'nın yanına gitti. Ona, “Hemen üç sea ince un al, yoğurup pide yap” dedi.Ardından sığırlara koştu. Körpe ve besili bir buzağı seçip uşağına verdi. Uşak buzağıyı hemen hazırladı.İbrahim hazırlanan buzağıyı yoğurt ve sütle birlikte götürüp konuklarının önüne koydu. Onlar yerken o da yanlarında, ağacın altında durdu.


Konuklar, “Karın Sara nerede?” diye sordular.


İbrahim, “Çadırda” diye yanıtladı.


O, “Gelecek yıl bu zamanda kesinlikle yanına döneceğim” dedi, “O zaman karın Sara'nın bir oğlu olacak.”


Sara onun arkasında, çadırın girişinde durmuş, dinliyordu.İbrahim'le Sara kocamışlardı, yaşları hayli ileriydi. Sara âdetten kesilmişti.İçin için gülerek, “Bu yaştan sonra bu sevinci tadabilir miyim?” diye düşündü, “Üstelik efendim de yaşlı.”


RAB İbrahim'e sordu: “Sara niçin, ‘Bu yaştan sonra gerçekten çocuk sahibi mi olacağım?’ diyerek güldü?RAB için olanaksız bir şey var mı? Belirlenen vakitte, gelecek yıl bu zaman yanına döndüğümde Sara'nın bir oğlu olacak.”


Sara korktu, “Gülmedim” diyerek yalan söyledi.


RAB, “Hayır, güldün” dedi.




Kur'an ayetlerini tekrar görelim;


Kur'an:Hud:69-73=Andolsun, elçilerimiz (melekler), İbrahim’e müjde getirip “Selâm sana!” dediler. O, “Size de selâm” dedi ve kızartılmış bir buzağı getirmekte gecikmedi.Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içinde bir korku duydu. Dediler ki: “Korkma, çünkü biz Lût kavmine gönderildik.”


Ve ayakta duran hanımı, bunun üzerine gülümsedi. O zaman onu, İshak ile ve İshak'ın arkasından Yâkub ile müjdeledik.Karısı, “Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!” dedi.Melekler, “Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketi size olsun ey (peygamber ocağının) ev halkı! Şüphesiz O, övülmeye lâyıktır, şanı yücedir.” dediler.


Ortak noktalar;

  • İbrahim'e üç melek konuk olarak geliyor,
  • İbrahim melekler için buzağı kızartıyor,
  • Sara'nın ayakta İbrahim ile Meleklerin konuşmasını dinlemesi ve gülmesi,
  • Meleklerin İbrahim'i çocuk ile müjdelemesi,
  • İbrahim'in karısı Sara'nın ''ben ve kocam yaşlıyken nasıl çocuğumuz olur'' demesi...
Gördüğünüz gibi bir-iki küçük ayrıntı dışında tamamen aynılar,noktasına,virgülüne kadar.Aynılıklar bitmedi,iki kitaba göre de bu üç konuk aslında Lut kavmine gönderilmiştir,Lut kavmini yok edecektir ama önce İbrahim'e uğrayıp çocuk ile müjdelemişlerdir.Ayrıca İbrahim Lut kavmini bağışlamaları için tartışmaya girer,yalvarır meleklere(Tevrat'ta Tanrı'ya) her iki kitaba göre de.Ayetleri görelim;


Tevrat:Yaratılış:18:16-33=Adamlar oradan ayrılırken Sodom'a doğru baktılar. İbrahim onları yolcu etmek için yanlarında yürüyordu.RAB, “Yapacağım şeyi İbrahim'den mi gizleyeceğim?” dedi,“Kuşkusuz İbrahim'den büyük ve güçlü bir ulus türeyecek, yeryüzündeki bütün uluslar onun aracılığıyla kutsanacak.Doğru ve adil olanı yaparak yolumda yürümeyi oğullarına ve soyuna buyursun diye İbrahim'i seçtim. Öyle ki, ona verdiğim sözü yerine getireyim.”


Sonra İbrahim'e, “Sodom ve Gomora büyük suçlama altında” dedi, “Günahları çok ağır.Onun için inip bakacağım. Duyduğum suçlamalar doğru mu, değil mi göreceğim. Bunları yapıp yapmadıklarını anlayacağım.”
Adamlar oradan ayrılıp Sodom'a doğru gittiler. Ama İbrahim RAB'bin huzurunda kaldı.RAB'be yaklaşarak, “Haksızla birlikte haklıyı da mı yok edeceksin?” diye sordu,“Kentte elli doğru kişi var diyelim. Orayı gerçekten yok edecek misin? İçindeki elli doğru kişinin hatırı için kenti bağışlamayacak mısın?Senden uzak olsun bu. Haklıyı, haksızı aynı kefeye koyarak haksızın yanında haklıyı da öldürmek senden uzak olsun. Bütün dünyayı yargılayan adil olmalı.”


RAB, “Eğer Sodom'da elli doğru kişi bulursam, onların hatırına bütün kenti bağışlayacağım” diye karşılık verdi.


İbrahim, “Ben toz ve külüm, bir hiçim” dedi, “Ama seninle konuşma yürekliliğini göstereceğim.Kırk beş doğru kişi var diyelim, beş kişi için bütün kenti yok mu edeceksin?”
RAB, “Eğer kentte kırk beş doğru kişi bulursam, orayı yok etmeyeceğim” dedi.


İbrahim yine sordu: “Ya kırk kişi bulursan?”
RAB, “O kırk kişinin hatırı için hiçbir şey yapmayacağım” diye yanıtladı.


İbrahim, “Ya Rab, öfkelenme ama, otuz kişi var diyelim?” dedi.
RAB, “Otuz kişi bulursam, kente dokunmayacağım” diye yanıtladı.


İbrahim, “Ya Rab, lütfen konuşma yürekliliğimi bağışla” dedi, “Eğer yirmi kişi bulursan?”
RAB, “Yirmi kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim” diye yanıtladı.


İbrahim, “Ya Rab, öfkelenme ama, bir kez daha konuşacağım” dedi, “Eğer on kişi bulursan?”
RAB, “On kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim” diye yanıtladı.


RAB İbrahim'le konuşmasını bitirince oradan ayrıldı, İbrahim de çadırına döndü.


Tevrat'ta yine çok ayrıntılı bir şekilde anlatılmış Lut'un Tanrı'ya yalvarışı.Kur'an'da hiç detay yok ve Tevrat'tan farklı olarak Tanrı'ya değil meleklere yalvarıyor;


Kur'an:Hud:70=Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içinde bir korku duydu. Dediler ki: “Korkma, çünkü biz Lût kavmine gönderildik.”


Kur'an:Hud:74-76=İbrâhim'in korkusu yatışıp müjdelenince Lût kavmi hakkında bizimle mücâdeleye girişmişti.


Çünkü İbrahim çok içli ve Allah’a yönelen bir kimseydi.


Elçilerimiz, “Ey İbrahim bundan vazgeç! Çünkü Rabbinin emri kesin olarak gelmiştir. Şüphesiz onlara geri döndürülemeyecek bir azap gelecektir” dediler.


Kur'an:Ankebut:31,32=Elçilerimiz (melekler) İbrahim’e müjdeyi getirdiklerinde, “Biz, bu memleket halkını helâk edeceğiz, çünkü oranın ahalisi zalim kimselerdir” dediler.


İbrahim, “Ama orada Lût var” dedi. Onlar, “Orada kimin bulunduğunu biz daha iyi biliriz. Biz, onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Ancak karısı başka. O, geri kalıp helâk edilenlerden olacaktır.”


Gördüğünüz gibi iki kitaba göre de melekler Lut kavmine gönderilmiştir ama Lut'un şehrine gitmeden önce İbrahim'e uğrayıp çocuk müjdesini verirler ve sonra Lut'un şehrine doğru yola koyulurlar ve İbrahim Lut kavmi hakkında Tevrat'ta Tanrı ile Kur'an'da melekler ile tartışmaya girer.


İbrahim'e Oğlunu Kurban Etmesi Emrinin Verilmesi ve Kurbanlık Koç İndirilmesi


Evet bu hikaye de çok bilindik bir hikayedir.İbrahim'i denemek için Tanrı oğlu İshak'ı(Kur'an'Da isim verilmemiş) kurban etmesi emrini verir ve İbrahim'in bu emre uyduğunu görünce İbrahim'e sınavı kazandığını bildirir ve tam İshak'ı kesecekken gökten İshak yerine kurban etmesi için koç indirir;


Tevrat:Yaratılış:22:1-19= Daha sonra Tanrı İbrahim'i denedi. “İbrahim!” diye seslendi. İbrahim, “Buradayım!” dedi.


Tanrı, “İshak'ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git” dedi, “Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun.”


İbrahim sabah erkenden kalktı, eşeğine palan vurdu. Yanına uşaklarından ikisini ve oğlu İshak'ı aldı. Yakmalık sunu için odun yardıktan sonra, Tanrı'nın kendisine belirttiği yere doğru yola çıktı.


Üçüncü gün gideceği yeri uzaktan gördü.Uşaklarına, “Siz burada, eşeğin yanında kalın” dedi, “Tapınmak için oğlumla birlikte oraya gidip döneceğiz.”


Yakmalık sunu için yardığı odunları oğlu İshak'a yükledi. Ateşi ve bıçağı kendisi aldı. Birlikte giderlerken İshak İbrahim'e, “Baba!” dedi.


İbrahim, “Evet, oğlum!” diye yanıtladı.


İshak, “Ateşle odun burada, ama yakmalık sunu kuzusu nerede?” diye sordu.


İbrahim, “Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak” dedi. İkisi birlikte yürümeye devam ettiler.


Tanrı'nın kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshak'ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı.Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı.Ama RAB'bin meleği göklerden, “İbrahim, İbrahim!” diye seslendi.


İbrahim, “İşte buradayım!” diye karşılık verdi.


Melek, “Çocuğa dokunma” dedi, “Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrı'dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin.”


İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu.Oraya “Yahve yire” adını verdi. “RAB'bin dağında sağlanacaktır” sözü bu yüzden bugün de söyleniyor.


RAB'bin meleği göklerden İbrahim'e ikinci kez seslendi:“RAB diyor ki, kendi üzerime ant içiyorum. Bunu yaptığın için, biricik oğlunu esirgemediğin için seni fazlasıyla kutsayacağım; soyunu göklerin yıldızları, kıyıların kumu kadar çoğaltacağım. Soyun düşmanlarının kentlerini mülk edinecek.


Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak. Çünkü sözümü dinledin.”


Sonra İbrahim uşaklarının yanına döndü. Birlikte yola çıkıp Beer-Şeva'ya gittiler.İbrahim Beer-Şeva'da kaldı.


Hikaye Kur'an'da şöyle geçiyor;


Kur'an:Saffat:102-107=Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi.


Nihayet her ikisi de (Allah’ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: “Ey İbrahim!”


“Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”“Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır.”


Ve onun yerine, kesilmek üzere büyük bir koç ihsân ettik.


Ortak noktalar;

  • İbrahim'in oğlunu kurban etmesi için Tanrı'dan emir alması,
  • İbrahim oğlunu tam kesecekken gökten seslenilmesi,
  • Ve gökteki sesin sınavı kazandın diyerek,İbrahim'e oğlunun yerine kurbanlık koç verilmesi. 

Yine görüyorsunuz ya,noktasına,virgülüne kadar aynı,Kur'an aynen Tevrat'tan kopyalamış bu masalı.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol